AVRUPA BİZİ NASIL TANIYOR

Osmanlı aydınlarının kafa yordukları önemli mesele Avrupa’nın bizi nasıl tanıdığı, Avrupa’ya kendimizi tanıtmak lazım mı, Avrupa’ya kendimizi nasıl tanıtmalıyız, sorularıydı. Avrupa insanının Osmanlı ve Türk insanını medeniyetten nasibini almamış barbar ve vahşi olarak görmesi, son dönem Osmanlı aydının ortak sorunu oldu. Bu sorunu dert edinen İsmail Hakkı Baltacıoğlu, 27 Nisan 1913’te Dar’ül-FunUn’da “Avrupa Bizi Nasıl Tanıyor” başlıklı bir konferans verdi. Bu konferansta Avrupalıların cehalete varan Doğu ve Osmanlı bilgisini kendi tecrübeleri ile somutlaştırarak neden Avrupa’ya kendimizi tanıtmak zorunda oluşumuzun altını çizer. Balkan Savaşlarında Avrupa’nın takındığı durum diğer aydınlar gibi İsmail Hakkı’yı da derinden etkilemiş. Avrupa’ya dair yeniden düşünmeye başlamıştır. Konferansın sonunda bu konuya değinir. “Ey medeni Avrupa! Sende insaf ve adalet yok mudur ki evlatlarımızı kesen, kadınlarımızın ırzına geçen Bulgarların, Yunanlıların şekavetine gözlerini yumuyorsun; Ey medeni Avrupa! Sende hiç vicdan yok mudur ki camileriyle çeşmeleriyle sebilleriyle bütün erkanıyla tesis etmiş olan parlak ve muhteşem bir medeniyetin, mazisiz, medeniyetsiz düşmanların ayakları altında çiğnenmesine razı oluyorsun?… Görmüyor musun ki ortada bütün müşkülata rağmen yaşamak isteyen bir millet vardır. Ve bu millet yaşamağa layıkdır…” Sayfa 23/24

ÖZEGE 1277